Kabakçığın Hayatı (Ma Vie de Courgette) – Bölüm 1
İkarus (Icare)1, “Kabakçık” lakaplı 9 yaşında bir çocuktur. Babası başka bir kadınla evi terk etmiştir. Annesi, terk edilmeye duyduğu öfkeyle ve içine düştüğü kederle gününü televizyon karşısında kendisini içkiye vermiş bir şekilde geçirmektedir. Alkolik annesinin İkarus ile hiçbir iletişimi ve duygusal alışverişi yoktur. Annesin İkarus ile ilgisi, sadece kötü muamele ve şiddettir.
Bir gün, İkarus’un istemeden neden olduğu bir kazada annesi ölür. Kimsesiz kalan İkarus, kendini dünyada yapayalnız hisseder. İkarus bu durumda, bir çocuk yuvasına teslim edilir. Orada ilk anlar İkarus için çok zordur. Kendisine kötü davransa da, annesinin ölümünden sorumlu olmasının travması ve yalnızlık acısıyla içine kapanır.
Ancak sonunda İkarus, kendisi gibi hepsinin travma dolu acılı geçmişleri olan yuvadaki diğer çocuklarla arkadaş olur. Arkadaşlığın güçlü duygusal bağı ve çıkarsız dayanışması onun yaşama tutunmasını sağlar. İkarus, bu dayanışma ortamında yeniden yaşama sevincini tadarken, yuvaya yeni gelen bir kız çocuğuna âşık olur.
Yuvanın çocuklara açtığı bu hoşgörülü ve korunaklı evrende, İkarus, edindiği arkadaşlıkların verdiği öz-güvenle yalnızlığını aşarken; âşık olarak karşılıklı duygusal heyecanı da tadar ve travmalarından daha da güçlenerek çıkar. Çocukluğun doğal umursamazlığını ve tükenmez enerjisini yeniden kazanır; kendini yeniden yapılandırma sürecinde emin adımlarla ilerler.
Sonunda kendi isteğiyle, kız arkadaşıyla birlikte, tanıdıkları ve kendilerini seven, onlara yardım eden bir yetişkin tarafından, koruyucu aile olarak evlat edinirler… Mutlu bir geleceğe yelken açarlar…
Yönetmenliğini Claude Barras’ın yaptığı Kabakçığın Hayatı (2016), 8 yaşından büyük çocuklara yönelik başarılı ve güzel bir stop-motion (tek tek fotoğraf olarak çekilen) film.
Kabakçığın Hayatı, içerik olarak, ailesini kaybetmek, yalnızlık, ölüm, yas tutmak, terk edilmek, her türlü şiddet gibi çocuklar için baş edilebilmesi güç olan konuları ele alıyor. Ancak Kabakçığın Hayatı, bu trajik konuları ele alış, işleyiş ve anlatım tarzı olarak aynı zamanda yaşama tutunmak, yılmazlık, dayanıklılık ve cesaret üzerine umut dolu, çocuk saflığında rengârenk bir film.
Kabakçığın Hayatı, çocukların ruhlarında ve bedenlerinde yara açan travmalardan söz ederken; aynı zamanda bunlarla baş edebilmenin öğeleri olan arkadaşlık, sevgi, duygudaşlık, iyilik, dayanışma, ötekine karşı adil ve çıkarsız davranış gibi konuları umut dolu bir perspektifle ele alarak, sadece çocukları değil, yetişkin seyircileri de olgunlaştıran sine-masal bir başyapıt.
Bu bağlamda, Kabakçığın Hayatı, çocukların kendi gözünden, onların bu zorlu travmalarla baş etmelerini derin, incelikli ve yapıcı bir tarzda ele almayı başaran sadeliğinin yanında; düşünceli anlatımı, rafine mizahı, estetik güzelliğiyle yetişkin izleyicilerin de beğenisini kazanan çok iyi düşünülmüş ve güzel yapılmış bir film.
Sonuç olarak, Kabakçığın Hayatı, özünde başta çocukların kendilerinin bu yıkıcı travmalar karşısında kendi potansiyel öz-güçleriyle verdikleri zorlu mücadelelere, bu süreçte edinilen unutulmaz çocukluk arkadaşlıklarına, tüm saflığıyla yaşanan aşklara, yetişkinlerin iyilik etiği temelinde çocuklara verdiği insani desteklere, çocukları kabul eden kurumların bilgece dayanışmasına yine çocuksu bir coşkuyla yapılan rengârenk bir sinemasal övgü aslında…
Tabii ki, sadece gerçek yaşamda olabilirlik varsayımıyla filmde sahneye çıkan tüm karakterler ve söz konusu olay örgüsü tamamıyla kurmacadır. Bu bağlamda, Kabakçığın Hayatı filmi, sadece olası gerçekliği anlattığı kurgusal bir hikâyeyle düşünen, değerlendiren, fikir belirten, belli bir duygulanım yaratan bir eserdir sadece.
Ancak film, her seyircinin kendi yaşam gerçekliği deneyimini anlamlandırmada reel etkisi olan zengin bir öznel perspektif sunan kurgusal bir eserlerdir aynı zamanda.
Bu bağlamda, Kabakçığın Hayatı, çocukların en savunmasız oldukları dönemlerde çektikleri tüm acılara ve aldıkları tüm derin yaralara rağmen, onlarda yine de yeryüzünün cesaretle, yılmazlıkla, dayanıklılıkla, umutla yaşanabilir bir yer olduğuna olan inancı güçlendiren bir başyapıt.
Sonuç olarak, Kabakçığın Hayatı filmin kurgusal evrenindeki çocuk kahramanlar, tüm yaşadıkları travmalara inat, yine de geleceğe dair pozitif beklentilerle yaşama tutunarak sağlıklı ve mutlu bir yetişkinliğe doğru yol almıyorlar sadece…
Aynı zamanda, bu hikâyeyi izleyen çocuklar ve yetişkinler de, filmi seyrettikten sonra büyüdüklerini, yüceldiklerini, içlerinin derin bir sevinçle dolduğunu hissediyorlar…
İşte bu, iyi düşünülmüş ve güzel yapılmış bir kurmaca filmin reel etkisidir…
Metin Gönen
01.08.2024
-
İkarus (Icare) Antik Yunan mitolojisinin kahramanlarından birisidir. Gökyüzünü fethetmek arzusuyla yanıp tutuşurken, güneşe çok yaklaştığı için kanatları eriyen, denize düşüp ölen trajik bir karakterdir. İlerdeki bölümlerde göreceğimiz gibi, filmde küçük “Kabakçığın” isminin İkarus seçilmesinin doğrudan bu mitolojik kahramanla ilgisi vardır. Ancak, İkarus’un gökleri keşfetme arzusu, mitolojide aşırılık fikri taşır ve bu ölçüsüz davranışın trajik bir sonla cezalandırılmasını ifade eder. Filmde ise, tam tersidir. Küçük İkarus’un gökyüzünü, evreni ve yaşamı keşfetme arzusu, mutlu bir yetişkinliğe doğru özgürlük ve cesaretle özdeşleşen olumlu bir fikri ifade etmektedir.